31 Aralık 2012 Pazartesi

yepyeni bir yıla girerken..



Bu yılda su gibi geçti bitti.
İncim bu sene 2.yaş gününü kutladı şimdi 2,5 yaşına geldi bile :)
Bir çok yenilik oldu kuzumla ilgili.
Kendi odasında uyumaya başladı, emziği bıraktı, kendi yemek yemeye başladı.
Yıl bitmeden Pepenin konserine bile gitti :)

Bol bol fotoğraf çektim, kızımın günlüğüne tatlı konuşmalarını gün gün not ettim, arada kaçırdıklarımda olmuştur elbet ama ilerisi için birçok güzel anı biriktirdim..

2013 yılını da sağlıkla ve huzurla geçirebilmeyi diliyorum hepimiz adına.

İnşallah güpgüzel bir sene olur :)
 

8 Aralık 2012 Cumartesi

haftasonu neşesi ;)




 
Puzzle yapmayı çok sevdi benim minik kuzum.
Ama toplasan 10 dakikayı geçmemiştir oynama süresi.
Sürekli hareket halinde, devamlı yeni birşeyler bulmak lazım dikkatini çekecek.
Evde devamlı bir atraksiyon var, hiç durup oturmak yok :)
O kendi kendini sarj ediyorda, bizde ucundan kıyısından alabilsek o enerjiden de yetişebilsek, ama ne mümkün.
Çoğu zaman yetersiz kalıyoruz, yanında bir oyun arkadaşı olunca pek mutlu oluyor kuzum.
Seneye kısmetse oyun klübüne yazılıcaz ama bu yıl içimize sinmedi, yarım bıraktık başlamışken.
 
Ve bugün büyük babannesinde hamur açmayı öğrendi minik hanım.
Oklavada pek yakıştı minnak ellerine.
Şimdiden yetişiyor bakalım ne börekler açıcak bize :)
 


7 Aralık 2012 Cuma

izinde BiZZZ ;)

1 hafta dediğin nedir ki!
Geçti bitiyor bile.
Çok şükür her günümüzü dolu dolu geçirmeye gayret ettik.
Sabahları kızımın 'anneciiim' diye uyanıp seslenmesiyle başladım güne.
Onun tatlı öpücükleri nasıl güzel bir başlangıç böyle..
Pek evde zaman geçiremedik ama bolca gezip stres attık.
Eşimle uzun zamandır başbaşa biryerlere gidememiştik.
İncim dedesi ve ananesiyle evde oyunlar oynarken bizde yürüyüşler yaptık, sinemaya gittik, yeni yerler keşfettik.
İncimi de bolca gezdirdik, çok sevdiği arabalara, dönen salıncağa bindi ve birlikte keyifli bir akvaryum gezintisi yaptık.
Balıklardan çok, kocaman buz kütlesi hoşuna gitti. Ordan ayrılmak istemedi hiç.
Bolca fotoğraf çektik tabi :)
Evde durduğumuz nadide zamanlarda tatlılar yaptım sürekli.
Bol çikolata soslu browni tarifi buldum biryerlerden.
Pek sevdik ama bolca kalori yüklendik elbette.
Aman dedik şurda bir sonraki iznimize kadar kendimizi az buçuk şımartmışız çok mu :)








30 Kasım 2012 Cuma

28.ay geçerken


 
Blogumu baya ihmal ettim bu aralar.
İncimin defterine yazıyorum neyseki yoksa ışık hızıyla unutuluyor en tatlı anlar..
En güzel dönem buymuş meğer.. Kendini ifade etme dönemi.
Zor yanları da mevcut elbetteki.
 
Her geçen gün bir önceki halini özlüyorsun.
Bebekliğini..
Minik minik tulumların içindeki sevimli hallerini..
Yarım yamalak konuşmalarını.

Ama şimdilerde annecim seni seviyoruuum deyişi var ki beni benden alıyor.
 
Gece uyumadan önceki zamanlarımız çok kıymetli.
Kokusunu doya doya içime çekerken kuzuma kitap okuyorum..
Bu akşamda uzun uzun masal okudum kuzuma.
Sonra ben ütü yaparken sıkılmasın diye birazda sen anlatırmısın bana dedim.
Anlatamam dedi kendinden gayet emin bir şekilde.
Neden kızım dediğimde cevabı çoktan hazırdı 'Çok işim var annee'
 
Bugün işten geldiğimde benim için ayıkladığı koca bir tabak mandalinayı görünce çok mutlu oldum..
Kendisi yerken beni de unutmamış,ananesine 'anneme soyuyorum bunları' demiş benim güzel kuzum..
 
Yarından sonra 1 hafta izin yapıcaz eşim ve kızımla.
Umarım çok keyifli dolu dolu geçirebiliriz bu kısacık zaman dilimini.
 
Pek hevesle bekliyoruz İncimde bizde :)
 
 
 

20 Ekim 2012 Cumartesi

Anne çocuk blogları..Sende var mısın?

Balyanağın annesi sevgili arkadaşım Merve, daha fazla anne çocuk blogu ile tanışmak amacıyla güzel bir etkinlik başlattı blogunda, yazıyı paylaşıyorum. Umarım katılım gün geçtikçe artar.

Bir etkinlik başlatmak istiyorum sevgili bloggerlar,

Bu etkinliği başlatma isteğimde şuradan doğdu.

Blog hayatına önce okuyarak başladım uzun sürede okudum,sonra Sevgi'nin (
Diloş'un Ayak İzleri) teşvikleri ve yardımları sayesinde bloğumu oluşturdum.İlk başlar yardım alarak gitsemde zamanla blogger'ın kolay kullanılırlığı ve yeni kumanda paneli netteki yeni uğraşım oldu.Sonrasında bloğum bir başka Sevgi (Değmesin Yağlı Boya) ile daha güzelleşti anlamlandı.Şüphesiz ki bloğumu en anlamlı hale getiren kızımla yaşadığım deneyimler anılar ve paha biçilemez anlar.

Ben kategorileştirirsek eğer "Anne-Çocuk" bloğu sınıfına daha yakınım,hayata dair herşeyi paylaşıyorum belki ama amacım kızıma ileride okuyacağı elektronik bir günlük verebilmek..

Bu sebepten yola çıkarakta,benim gibi olan daha çok anneyle tanışmak,deneyimlerimizi paylaşmak,daha deneyimli olanlardan ders almak vs gibi bir sürü yan amacım var aslında blog yazarken.

Daha önce gerek blog olarak gerekse facebook,twitter gibi ağlarda bir çok oluşum oldu ama ben sadece anne-çocuk bloğu tutan kişilerin toplandığı bir oluşuma rastlamadım.

Bu yüzden diyorum ki,anne çocuk bloğu tutan tüm dostlar bu yazımın altına link bıraksa ve çocuklarının yaşlarını yazsa,sonra ben onları alfabetik sıra ile listelesem,bu liste hepimizin bloğunun görünen bir yerinde hoş bir resim (daha sonra birlikte belirleyeceğimiz ) ve link bağlantısı ile dursa,hem istediğimiz zaman birbirimize daha kolay ulaşsak,hemde daha çok anne-çocuk bloğu ile tanışsak....


Ne dersiniz,var mısınız?

Sizde ben her telden çalarım ama esas olarak "ANNE ÇOCUK" bloğuyum diyorsanız...Buyrun not bölümüne link yazın....

Not:İsterseniz etkinliğimize diğer anne çocuk bloglarınıda davet edebilirsiniz?

3 Ekim 2012 Çarşamba

İncim

Buraya yazmadığım zamanlarda bir dolu yenilik oldu hayatımızda.
Bir hevesle başladığımız yuvadan bir haftayı doldurur doldurmaz ayrılmak durumunda kaldık..
İncim başlarda çok severek gitti, hiç ağlamadığını görünce kameradan acayip mutlu oldum bende.
Ama onca ağlayan çocuğun arasında günler geçtikçe o da ağlar oldu.
Bu belki zamanla düzene girerdi ama asıl konumuz gün boyu orada verilen hiç bir şeyi yememesiydi.
Evde oyun yaparak bir şekilde başarıyorduk yedirmeyi ama orada kimsenin böyle bir çaba gösterecek zamanı yoktu.
İlk 3 gün çok mutluydu, evde de öğretmeni ve arkadaşlarından güzel güzel bahsediyordu dili döndüğünce.
Sonra 'Kızım yarın yuvaya gidicekmisin' dediğimde 'Ama bırakırsın beni' diye cevap verince içim pek buruldu.
Üçüncü günün akşamı almaya gittiğimde boynuma öyle bir sarıldı ki..
Pek keyifsiz görünüyordu ve akşamına da grip belirtileri baş gösterdi.
Seneye belki deneriz ama şimdilik askıya aldık.

9 Eylül 2012 Pazar

Döndük ;)




Tatil çok güzeldi ve çok çabuk bitti.
Ananemin puf puf hamurları ve gözlemeleri ile güne başlamak müthişti.
Bol bol yüzdük kızımla, eğlendik.
 Uzun yürüyüşler yaptık.
İncim uyurken kitap okudum doya doya.
Dinlendik, gezdik, enerji depolayıp evimize döndük.
Kuzum evini öyle özlemiş ki.

Bir yaz daha geçti gitti anlamadan.

Neyseki anıları tazeleyecek bir dolu fotoğraf var elimizde :)


23 Ağustos 2012 Perşembe

Beklenen tatil yarın başlıyooor :)



Geçen yazdan kareler, İncim miniminicikken ;)

İncimle tatilimiz kısmetse yarın başlıyor, 3 hafta kuzumla beraberim.
Son günlerde sabah uyanıpta beni evin içinde arayışlarına ve annem gitmiş diye ağlamasına çok üzülüyorken bu izin çok iyi gelicek ikimize de.
Eşimde pazartesi günü gelicek yanımıza inşallah.

İki kitap alıyorum yanıma bakalım okuyacak zaman bulabilecekmiyim?
Okuyacağım kitaplardan ilki Kimya Hatun, diğeri ise Hayat Bazen Tatlıdır.

Deniz otobüsünde geçicek 3 saat gözümde büyüyor.
İncimi oyalayacak bir çok şey aldım çantama ama ne kadar etkili olacak kestiremiyorum.
Umarım keyifli anılar biriktirerek mutlu bir şekilde döneriz evimize.
Yine hatıra olarak bir kaç parça midye kabuğu eşlik edicek bana.
İnci de çok sevdi deniz kabuklarını, bayramda uzun süre zaman geçirdi onlarla oyuncak niyetine.

Biz dönünceye dek kendinize çok iyi bakın!
İyi dileklerinizi eksik etmeyin lütfen.

Sevgiler ;)

16 Ağustos 2012 Perşembe

emziğe veda :) 25.ay biterken..

Kızımın günlüğüne yazdım ama buraya yazmak kısmet olmadı yenilikleri.
Bu ayın en önemli gelişmesi bana göre emziği bırakmasıydı İncimin.
İlk gün biraz zorlandık, gece uyanıp istediğinde uzun uzun anlattım ona emziğin olmadığını.
O da kendince bir hikaye uydurup buna inandırdı kendini :)
Sorduğumuzda sinek yemiş bitirmiş gibi birşeyler anlatıyor :)
Biberonu yalnızca gece süt içerken kullanıyoruz onun dışındaki içeceklerini minik bardağından tüketiyor.
Geçen hafta dedesiyle parka gittiğinde salıncak çarptı minik kuzuma.
Burnu morardı, dudağı patladı :( O minik burnuna her baktığımda içim burkuldu.
Allah esirgedi, daha kötü birşey olmadı bin şükür..
İştahı çok azaldı, binbir çeşit oyunlarla yedirmeye çalışıyoruz yemeğini.
Oyunlara ilgisi arttı, özellikle tahtaya harfler dizerken çok eğleniyoruz.
Babayı benden kıskanmaya başladı.
Bir gece kuzenimde kalmaya gitti, o gece benim için zor geçti.
Öyle çok gitmek istedi ki engel olamadık bile :)
Eşyalarını çantasına doldurduk ve kuzum ananesiyle tatili haricinde ilk kez evden ayrı bir gece geçirmiş oldu.
Evden daha çıkar çıkmaz öyle çok özledim ki (neredeyse gidip geri getirecek kadar) bir daha ne zaman izin veririm bilmiyorum.
Çok mutlu olduğu telefondaki sesinden belliydi, eğlenmiş, oyunlar oynamış ve güzelce uyumuş bebeğim.
Sabah erkenden koşa koşa gittim almaya, oda özlemiş uzun uzun sarıldık.
Güzel bir anı oldu bizim için.



28 Temmuz 2012 Cumartesi

Yeni keşfettim! *patates mantısı*



Bugünlerde pek bloguma giremedim ama arkadaşlarımı takipteyim :)

Yeni öğrendiğim bu pratik tarifi blogumda paylaşmak istedim.

Patates mantısı ilk duyduğumda garip gelmişti, yapılışını öğrendim ve hemen denedim. Kızımda benim gibi içinde patates olan her yemeği seviyor, bundan sonra bu yemek sıkça menümüzde yer alıcak.

Gelelim yapılışına:

Patatesler haşlanır, ezilir. Ardından tuz ve ince doğranmış maydanoz ile karıştırılarak beklemeye alınır.
Ayrı bir tavada kıyma ve soğan kavrulur. Biraz kavrulduktan sonra içine istediğimiz baharatları ilave ediyoruz. Ben köri, reyhan, karabiber, zerdeçal,tuz ve pulbiber ilave ettim.
Sıra geldi mantıyı şekillendirmeye;
Patatesten mandalina büyüklüğünde parçalar kopartıp elimizde açıyoruz ve ortasına kıymalı içten koyup kapatıyoruz. Ben iş dönüşü iftar için hızlı hızlı yaptığım için şekillerine çok özen gösteremedim. Bir sonrakine daha iyi olucaklar :)

En son sarımsaklı yoğurt ve yağda kızdırılmış salça-pulbiber karışımı ile süsleyip sunuyoruz.

Hayırlı Ramazanlar diliyorum herkese, sevgiler!

13 Temmuz 2012 Cuma

İncitanem 2 yaşında!


İncim 2 yaşında!

10 Temmuz 2012'de yeni yaşını kutladık çok sevdiklerimizle birlikte.

Canım kızım günden güne büyüyor, benim tatlı prensesim her geçen gün değişiyor.


Kurduğun cümleler, mimiklerin, yürüyüşün daha bir farklılaştı..

Beni hep şaşırtmayı başarıyorsun bebeğim!

Asi prensesim, iyi kalpli meleğim.

Ağlamama hiç kıyamazsın sen ama bunlar sevinçten..

Rabbim ne güzel bir hediye göndermiş bize, şükürler olsun..

Hayatın boyunca o şeker gibi tatlı gülüşün hep etrafındakilere mutluluk saçsın.

Sen gül hep ve güzel olsun her şey canım kızım..

Senin mutlu olmandan başka ne isterim ki ben.


Seni çok ama çok seven annen ,*)

18 Haziran 2012 Pazartesi

İncimle..


Minik kuzum 23 aylık oldu, 10 Temmuzda 2 yaşında olucak!


Bu yazıyı yazmak için ne zaman bilgisayar başına otursam hep bir şey çıktı, yazamadan kapatmak zorunda kaldım. Umarım bu kez tamamlıcam.


23. ayda kelime haznen oldukça genişledi, maşallah bebeğime.
Artık bize daha rahat kafa tutuyorsun :)
Beni parmağında oynattığını her nekadar inkar etsemde, gerçek bu :)
Soru cümleleri kurmaya başladın, markette kasadaki ablaya 1234 defa 'şenin adın ne' diye sordun bugün. Arkasından da 'annenin adı ne' :) Çok mu meraklıyız?
Geçen akşam birşeyler kırıp dökmene ramak kala biraz sesimi yükselttim ki senden hemen karşı tepki geldi:  'bağırma bana'
Odanda oynamayı daha doğrusu dolap çekmecelerini döküp saçmayı çok seviyorsun :)
Sen dağıt ben toplarım seve seve ama arada yorgun düşüyorum o zaman da oyuncaklarla idare etmeye çalışsan olmaz mı kuzum?


Geçen hafta bir gece çok ateşlendin ve biz seni suya sokmak durumunda kaldık. Oyuncaklarınla birlikte pembe küvetinde oldukça eğlendin, ayaklarını çırptın, bebeklerini yıkadın. Sonrasında çıkmak istemedin normalde yıkanmamak için ağlardın bu sefer çıkmıcam diye ağladın. Umarım denize gidince de böyle güzel güzel eğlenirsin bebeğim.


Dün akrabamızın bahçesinde minik ellerinle erik topladın ve eteğine doldurduk hepsini.
Tam senin boyuna göre bir ağaçtı, çok keyif aldın.



Bahçeli bir ev özlemimiz nasıl artmasın..

9 Haziran 2012 Cumartesi

yastık savaşları :)




İncişkom yastıklarla oynamayı çok seviyor.
Bizim evde yastıklar pek yerinde durmuyor haliyle.
Bu sabahta 08.30 gibi uyandı yaramaz kuzum.
Evi dağıtmakla meşgulüz şu sıralar.
Yanıma çağırınca da cevabı hazır 'İşim vayy'

Herkese mutlu haftasonları :)

28 Mayıs 2012 Pazartesi

keyif :)



İnci hanım tv karşısında keyif yaparken :)
Oturduğu süre yalnızca 5 dk olsada o anın tadını çıkartmayı iyi biliyor.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

gittik yenilendik geldik

Üç günlük bir kaçamak yaptık geçen hafta.
Kısa ama çok keyifli bir mola oldu bizim için.

İnci ilk kez bir kuzuyu sevdi, çimlerde özgürce koşturdu, çiçekleri suladı, küçük elleriyle bana papatyalar topladı, mini tabureleri ordan oraya taşıyarak bahçenin tadını çıkarttı.
Bahçedeki kedicik Minnoş ile kaynaştı.


Hava kimi zaman yağmurlu kimi zaman güneşliydi, nasıl giyineceğimizi şaşırdık yürüyüşe çıkarken.



Yağmurun bitişinin en güzel yanı gökkuşağına şahitlik etmekti.

Ve pek tabi ki o mis kokuya..






3 güne sığdırdığımız yüzlerce fotoğrafla ve topladığımız mis kokulu çiçeklerle birlikte döndük evimize, güzel anılar biriktirdik..

Baktıkça gitme isteğimin yenilendiği, renkli, mutluluk dolu kareler kaldı geriye...

15 Mayıs 2012 Salı

2 yaşa 2 ay kala


2 yaşına 2 ay kala Tribble two dönemindeyiz tamda şu sıralar.
Ağlayarak istediğini yaptırma istediği hat safhada,
Konuşmaya çalışmak filan işe yaramıyor şimdilik.
Ellerini yüzüne kapatıp sarsılarak ağlamanın şiddetini arttırıyor miniğim.
Böyle daha etkili olacağını düşünüyor sanırım.
Arada sinirlenip vurmaya çalışıyor.
 
     Mutluysa 'Anneye nanna olmaaaş'
     Sinirlenince 'Anneye nanna oluyy'

Yıkanmak bu ara en sevmediği şey, çığlık çığlığa bağırıyor yıkanırken.

Kısa bir süre sonra çıkacağımız tatilde denizden de korkucak mı acaba, bizi neler bekliyor bakalım?

    Emziğe halen devam,
    Biberon ve bardaktan dönüşümlü içiyor sütünü,
    Meyve suyunu pipetle içmeye bayılıyor,
    Oturağına canı isterse yapıyor, bazende bezine yaptıktan sonra söylüyor :)

Fırsat buldukça çorabını ve malesef bezini çıkartmaya devam ediyor.
Yanıma çağırdığımda canı gelmek istemiyorsa bahanesi hazır 'İşim vayy'

 Ahh unutmadan annişko demeyi öğrendi birde kuzum,
O öyle seslendikçe bana, içimde birşeyler oluyor kıpır kıpır :)

 Sürekli şükrediyorum Allah'a bana bu tarifsiz duyguyu tatmayı nasip ettiği için. 

Melekler korusun yavrularımızı her türlü kötülükten.


1 Mayıs 2012 Salı

ofiste tek başına..


** Puding yapmayı da yemeyi de çok severim. Ama üstü kaymak tutunca sinir oluyorum. Cep telefonuma düşen püf noktasında diyor ki; kaymak tutmasını önlemek için pudingi kaselere doldurduktan sonra henüz sıcakken üzerine biraz toz şeker serpmek gerekiyormuş. En kısa zamanda denicem bakalım gerçekten işe yarayacak mı?

** Bugün ofiste kimsecikler yok benden başka.
Sabah kahvemi yudumlarken bir yandan da blogları geziniyorum.
Normalde günlük 60dk blogger limiti var şirket bilgisayarlarında. Bugün 4 bilgisayarda bana tahsis edilmiş durumda, bu yüzden sıkılmaya fırsat kalmıyor.

** Yarın eşimle izinli olacağımız için mutluyum, çoğu zaman denk gelmiyor izin günlerimiz. İncime spor ayakkabı beğenmiştim, hem onu alıcaz hemde biraz alışveriş..

** Sabah güzel bir yürüyüş yaptık işe gelmeden, erken saatlerde yürümek çok keyifli oluyor.
Merdiven çıkarken çok çabuk yoruluyorum yalnız. Biraz spora zaman ayırsam fena olmayacak.

** Dün akşam işten çıkıp eve gitmem 22.00’ı buldu.
Minik kuzum beni çok özlemiş biraz trip attı ilk önce, sonra biraz saklambaç oynadık onun gülücükleriyle enerjimi topladım..
Ardından  masal anlatırken uyuya kalmışız ikimizde sarmaş dolaş.
Öyle mis kokusunu içime çekerek uyuyunca sabahta hayli keyifli kalktım, yeni güne mutlu başladım..

** Bugün tatil yapan arkadaşlarıma iyi dinlenmeler, çalışanlara da kolaylıklar diliyorum..

30 Nisan 2012 Pazartesi

dadardıııım :)


İncim bugünlerde yeni bir huy edindi. 
Bir boşluk bulup çoraplarını ve bazende bezini çıkartıyor, 'dadardııım' diye ilan ediyor sonra bize. 
Gün içerisinde sık sık yapıyor bunu, sürekli bir giydirme telaşı alıyor bizi. 
Özellikle park yatağında oynarken yapmaya başladı, hiç yalnız bırakmaya gelmiyor. 
Arada küçük(!) sürprizlerle karşılaşabiliyoruz bezini de çıkartmışsa. 
Öyle hızla yapıyor ki bunu :) 
Şimdilik üstüne düşmemeye karar verdik, var mı bir tavsiyesi olan :)

26 yıl sonra..


Benim giydiğim tulumu 26 sene sonra minik kızım giydi :)

Tatlı bir hatıra olarak albümümüzde yerini aldı bu resimler.

İyi ki annem saklamış..

Bende kızımın kıyafetlerini saklıyorum, kıyamadım hiçbirine..

Dolabımızda üst rafta depolanıyorlar şimdilik.

Ne zamana kadar devam eder bu bilmiyorum..

Arada çıkarıp bakmak iyi geliyor.

29 Nisan 2012 Pazar

*pekmezli bebe bisküvisi*


Ara öğünlerde hazır bebe bisküvisi kullanmak istemediğimden genelde kendim hazırlamaya çalışıyorum.

Yeni bir tarif buldum ve hemen denedim bugün. Belki sizde denemek istersiniz diye paylaşmak istedim:

Malzemeler:

2 dolu çorba kaşığı tam buğday unu
5 dolu çorba kaşığı beyaz un
4 dolu çorba kaşığı irmik
100 gr oda sıcaklığına gelmiş tereyağ - 1 yemek kaşığıda zeytinyağ ilave ettim
3-4 yemek kaşığı pekmez
1/2 çay kaşığı tarçın

Hazırlanışı:

Unlar ve irmik iyice karıştırılır. Üzerine pekmez ve tereyağı ilave edilip yoğurulur.
Hamur ele yapışmayacak kıvama geldikten sonra şekil verilip, önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişirilir.
15 dk pişmesi için yeterli oluyor.

Kuzucuklara kan can olsun :)

26 Nisan 2012 Perşembe

herkes bıksa benden annem bana doymaz..


Sabah tam evden çıkmaya hazırlanırken seslendi 'Anneeee'
Hemen gittim yanına, pamuk yanaklarını sevdim.
En masum sesiyle 'ditmeee' dedi.
Yanındaki koltuğu işaret etti 'otuyy'.
Oturdum biraz ninni söyledim, evden 5 dk içinde çıkmalıydım işe yetişmek için, çıktım.
İçime dert oldu onun o masum gitme deyişi.
Şimdi bir an önce çıkış saati gelsede gidip öpsem koklasam doya doya diye saate bakıyorum sürekli.
Biraz olsun özlem gidermek için resimlerine baktım, daha da çok özledim.
Annelik böyle güçlü bir duygu yoğunluğu veriyor işte,
Yanında olamadığın her an özleyip, onu düşünüyorsun..

Miniklerimizle dolu dolu geçer her günümüz inşallah.


23 Nisan 2012 Pazartesi

kuzumla 3 gün :)


İncimle 3 gün boyunca çok güzel zaman geçirdik.



Bol bol keyif yapıp birlikte olduğumuz anların tadını çıkarttık.


*** 23 Nisanda kuzumla beraber bayram yapabilmem için, benim yerine çalışan canım arkadaşıma teşekkürü borç bilirim :) Harika bir tatil oldu kuzumla bana. Allah, sağlıkla Ege'yi kucağına almayı nasip etsin :)

20 Nisan 2012 Cuma

pembe beyaz kurabiye :)


Anneciğimin meşhuuur un kurabiyesi.

Malzemeler:

1 paket teremyağ (Oda sıcaklığında)
3 yemek kaşığı şeker
1 kahve fincanı tahin (İsteğe bağlı)
 1 kahve fincanı sıvıyağ
Ceviz yada fındık kırığı
Ele yapışmayacak kıvama gelene kadar un
1 paket kabartma tozu

Malzemeler sırayla eklenerek yoğurulur, istenilen şekilde tepsiye dizilir.

Önceden ısıtılmış fırında,200 derecede üstü çatlayıncaya kadar pişirilir.
Çok fazla kızarmadan fırından alıyoruz.

Ağızda dağılan, çok lezzetli bir kurabiye oluyor.
Ayrıca saklama kabında çok uzun süre tazeliğini koruyor.

18 Nisan 2012 Çarşamba

İnci halleri

Bu defa bol fotoğraflı bir post ekleyeyim dedim.



İşte İncişkomdan kareler:


Muzırlık yaparken :)




                                       Tuğba teyzesinin ayakkabıları denerken..


   
Durunun tatlı annesinin hediyesi çok sevdiğimiz taytıyla şirinlik yaparken..




                                            
                                                    Koltuk arkasına saklanırken..


               
              Masa örtülerini kaldırırken, televizyondaki görüntüden tırsıp kaçarken :)



                                          Ananesinin evini karıştırırken :)




                         
Büyük bir ciddiyetle masa temizlerken. Dil dışarda dikkatinizi çekerim ;)


  


Çok sevdiği arkadaşı bal yanaklı Linoşla mutlu mesut oynarken..






Tencerenin dibini kaşıklarken :)