6 Aralık 2011 Salı

bizim hikayemiz...



9 Temmuz akşamı..
Saat 20:00 gibi karnıma bir ağrı girdi ama son zamanlarda bu rutin ağrılara alışmıştım, pek önemsemedim. Sonra ağrı kesildi ama içim kıpır kıpır. Öğleden sonra hiçbirşey yememiştim doğru düzgün. Doktorum su kesesi patlarsa bebeğin hayatı tehlikeye girer dediği günden beri doğru düzgün uykuda uyumamıştım, aşırı stres içerisindeydim. En ufak bir değişiklik hissedersem konuştuğumuz gibi doktorumu arıcaktım.. Çok çok ufak filan bir nişan geldi. Okadar azdı ki emin olamıyordum birtürlü. Ama riske girmek istemediğimden önce internetten araştırdım nişandan ne kadar sonra doğum başlıyor diye.. Eşim 21:30 gibi eve geldi, hemen doktorumla görüştüm NST için hastaneye gitmemi söyledi. Birgün öncesinden hazırladığımız hastane çantamıza son bir bakıp annem eşim ve ben hastaneye gittik, babama da bebek şekerlerini hazırlamasını tembihledik :) NST ye bağlandım ve karnımda herzamankinden farklı kasılmalar ve hareketlenmeler olmaya başladı. Eşimle doğum sancılarım başlamış olsun ve kızımıza hemen kavuşalım diye dua ediyorduk.. Artık stres dolu gecelerden bunalmıştık.. Nöbetçi doktor sonuçlara baktı ve doğum sancılarımın başladığını söyledi. Sonrada bebeğimin doğum yoluna girip girmediğini kontrol etmek amacıyla ultrasonla baktı, kızımın dönmeye hiç niyeti yoktu hala yan yatıyordu, zorunlu sezeryan kararı artık kesindi. Hemen doğumhane hazırlandı bizde o sırada odamıza çıkıp hazırlıklarımızı tamamladık. Güle oynaya damar yolum açıldı ve ameliyat önlüğümü giyindim. Yakınlarımız da ben doğuma girmeden geldiler. Bolca fotoğraf ve kısa bir video kaydının ardından doğumhaneye doğru yola çıktık. İçerde birsürü kişi ve kızına kavuşacağı için sabırsızlanan ve mutluluktan gülücükler saçan ben :) Ne kadar sürecek diye sordum senin için göz açıp kapatıncaya kadar dediler sonra zaten bayılmışım gözümü açtığımda asansördeydim.. Saat 01:15 te dünyaya geldi miniğim, ananesiyle aynı günde , 10 Temmuzda,en güzel doğum günü hediyesi olarak hemde. Doğuma güle oynaya giren ben değildim sanki, bende bir ağlama ama öyle böyle değil. Kızım iyimi, eli ayağı düzgünmü ,güzelmi ,küvezdemi diye birbiri ardına değişik sorular sormuşum etrafımda kim varsa teker teker. Herkes beni yatıştırmaya çalışıyor ama ben ağladıkça ağlıyorum kızımı getirin diye.. Sonunda ağlamaktan tıkanıyorum nefes almam zorlaşıyor ve oksijen maskesi takıyorlar bana.. Babamda beni öyle görünce fenalaşıyor ve tansiyonu düşüyor hemen yanımdaki koltuğa uzanıp kalıyor, birtaraftanda onunla ilgileniyorlar. En sonunda hemşire kızımı getiriyor bana. Göğsüme yatırıyor, kızım ağlıyor ben ağlıyorum.. Yüzünü görmek istiyorum kucağına alıyor hemşire. Allahım pembiş bir tatlı minicik kuzu, benim kuzum. 9 aylık maceranın ardından gelen mucize. Düğümleniyorum.. Öylece seyrediyorum miniğimi. Odadaki herkes ağlıyor..
Ardından ağrılarla geçen zor bir gece ama kızıma kavuşmuşumya hiç şikayet etmiyorum..
Sonrasında günler hızla geçiyor ve bende kızımla beraber büyüyorum..

Umarım isteyen herkes bu tarifi imkansız duyguyu birgün tadar...